Programa kabul edilen vatandaşlara aile birleşimi seçeneğiyle birlikte çalışma izni almak için basitleştirilmiş bir prosedür sunuluyor.
İki yıllık ilk aşamanın ardından program, üç yıl daha yenilenerek uzun süreli ikametin önünü açıyor.
Ulusal Kart başlangıçta sadece Ukrayna ve Sırbistan vatandaşları için geçerliydi. Ancak Temmuz ayında Bosna-Hersek, Moldova, Kuzey Makedonya ve Karadağ'ın yanı sıra Rusya ve Belarus'u da kapsayacak şekilde değiştirildi.
Avrupa Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu'nda açıklamada, Rusya ve Belarus'un dahil edilmesinin "ciddi" endişelere yol açtığını ve "tüm" Schengen Bölgesi'nin güvenliği için potansiyel bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Johansson, "düşman" olarak nitelendirdiği Rusya ve Belarus'a, AB'ye katılmaya aday altı ülke ile aynı muameleyi yapmanın mantığını açıkça sorguladı.
Rusya ve Belarus'tan misafir işçi getirmenin ekonomik kazanımlarının, son zamanlarda yaşanan sabotaj, casusluk ve siber saldırı örneklerine atıfta bulunarak, iç risklerle karşılaştırıldığında "sınırlı" ve "orantısız" göründüğünü belirtti.
2022 yazında AB, Rusya ile vize kolaylığı anlaşmasını askıya aldı ve Rus ziyaretçilerin gelecekte yapacakları başvurular üzerinde incelemelerini yoğunlaştırmayı kabul etti.
Johansson, bu tedbirlerin Rus vatandaşlarına verilen vizelerde yüzde 88'lik bir düşüşe yol açtığını ve önümüzdeki aylarda ek girişimlere de ihtiyaç duyulabileceğini söyledi.
Johansson, "Şimdi daha dikkatli olma zamanı. Güvenlik konusunda yumuşak davranmanın zamanı değil. Schengen'de birbirimizi güvende tutmalıyız," dedi.
Bununla birlikte Johansson, AB hukukunun ihlal edilmediğini, bu nedenle Orban hükümetine karşı en azından iç değerlendirme sonuçlanana kadar yasal işlem başlatılmayacağının altını çizdi.
Komisyon hâlâ Budapeşte'nin 1 Ağustos'ta gönderdiği mektuba cevaben verdiği yanıtları inceliyor.
Johansson, Macaristan'ın verdiği cevapların bazılarında "belirsizlik" olduğu için Ulusal Kart programına daha fazla açıklık getirilmesi amacıyla ikinci bir mektup gönderildiğini söyledi.
İkinci mektupta ise şu sorulara yer verildi:
- Macaristan mevcut jeopolitik bağlamda Rus ve Belarus vatandaşlarına yönelik genişletmeyi neden gerekli ve uygun buluyor?
- Artan güvenlik risklerine rağmen Macaristan neden Rus ve Belarus başvuru sahiplerine farklı güvenlik kontrolleri uygulamıyor?
Macaristan'ın bu sorulara yanıt vermesi için son tarihin 11 Eylül olduğu belirtildi.
Ulusal Kart uygulamasında yapılan değişikliklerin Macaristan'ın Schengen Bölgesi'nden ihraç edilmesini gerektirip gerektirmediği sorusuna temkinli yaklaşan Johansson, "Schengen bölgesinin bir üyesinin askıya alınması çok büyük bir karar. Böyle bir durumun yaklaşıp yaklaşmadığını öngöremiyorum" dedi.
Budapeşte 'siyasi histeriyi' kınıyor
Komisyon Üyesi'nin milletvekillerinin karşısına çıkmasından birkaç saat önce Macaristan'ın Avrupa işlerinden sorumlu bakanı Janos Boka bir basın toplantısı düzenleyerek duruma ilişkin farklı bir tablo çizdi.
Boka, Ulusal Kart'ın Rus ve Belarus vatandaşlarını da kapsayacak şekilde genişletilmesinin Macaristan pazarındaki işgücü eksikliğini gidermek ve işverenlere yabancı işçileri çekme amacıyla "daha kolay bir prosedür" sağlamak için gerekli olduğunu savundu.
Bakan Boka, değişikliklerin AB yasalarıyla uyumlu olduğu ve giriş ile vize gerekliliklerini azaltmadığı konusunda ısrarcı olmaya devam etti.
Viktor Orban ve Vladimir Putin arasındaki görüşmenin hemen ardından gelen vize programı duyurusunun zamanlamasıyla ilgili olarak Boka, "kesinlikle bir tesadüf" diye belirtti.
Boka gazetecilere yaptığı açıklamada "Ulusal Kart sistemi Macaristan ya da AB için herhangi bir ulusal güvenlik, kamu güvenliği ya da kamu düzeni riski teşkil etmiyor. Ulusal Kart sistemi sadece istihdamla ilgili bazı kolaylıklar içeriyor. Vize verilmesi ve girişle ilgili kurallarla her bakımdan uyumlu" dedi.
Boka, programın yürürlüğe girdiği Temmuz ayından bu yana 10 Rus vatandaşı ile dört Belarusluya izin verildiğini söyledi.
Basın toplantısı boyunca Bakan, Avrupa Parlamentosu ve adını vermediği "bazı" üye devletler tarafından yaratılan "siyasi histeri" durumunu kınadı.
Geçtiğimiz ay Baltık ve İskandinav ülkeleri ortak bir mektup kaleme alarak Macaristan'ın son dönemde attığı adımların "ciddi bir güvenlik riski oluşturabileceği" uyarısında bulunmuştu.
Boka, Komisyon'un "siyasi baskılara direnecek kadar güçlü" olması ve ulusal güvenlik konularının istihbarat uzmanlarına bırakılması gerektiğini belirtti.
Bakanın yanında konuşan Orban'ın partisi Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) milletvekilleri Andras Laszlo ve Kinga Gal, hükümete yöneltilen eleştirileri, "asılsız iddialar", "kötü niyetli dezenformasyon" ve Macaristan'a karşı "ikiyüzlü bir saldırı" olarak kınadı.
Brüksel ve Budapeşte arasındaki gerilim, Avrupa Adalet Divanı tarafından verilen ve Macaristan'ın şu ana kadar ödemeyi reddettiği 200 milyon euro (7.5 milyar TL) para cezasıyla ilgili bir başka anlaşmazlığa paralel olarak gerçekleşiyor.
treuronews