SİYASET

DEM Parti seçmeninin oyu ne yöne gider?

İktidarın Öcalan ile sürdürdüğü süreç DEM Parti seçmeninin oy tercihlerini nasıl etkiler?

Seçime daha çok zaman olmasına rağmen bu tercih CHP için de önemli olacak.

İktidarın PKK lideri Abdullah Öcalan ve DEM Parti ile başlattığı süreç devam ederken CHP de 23 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği ön seçime hazırlanıyor.

Diploma kriziyle uğraşan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ön seçimin şimdiye kadar tek adayı olmuş, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ise ön seçime girmeme kararı almıştı.

İstanbul Üniversitesi'nin, İmamoğlu'nun YÖK tarafından tanınmadığı belirtilen Kıbrıs Girne Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne yatay geçiş yapması sebebiyle başlattığı incelemeyi yakında tamamlanması bekleniyor. Eğer diploma geçersiz sayılırsa İmamoğlu'nun hukuki mücadeleye devam edeceği tahmin ediliyor, ancak cumhurbaşkanlığı adaylığının nasıl etkileneceği ise şu an için belirsiz.

PKK ile başlayan süreçle birlikte DEM Parti seçmeninin oy tercihinin ne yöne evrileceği ve adaylık ile ilgili polemiğe girmeyeceğini söyleyen Mansur Yavaş'ın nasıl bir tutum alacağı da merak konusu.

Bu kritik süreçte Mansur Yavaş'ın aklında ne var?

Yavaş, birkaç gün önce Elmadağ'daki bir programında "yol arkadaşının ayağının takılmasından" fırsat bekleyecek insanlardan olmadığını belirterek "Eğer Ekrem Başkanın başına siyasi kumpaslar kurulursa bütün ülke bilmelidir ki en başta yanında ben olacağım. Bunu bütün kamuoyuna saygı ile açıklıyorum" ifadelerini kullandı.

Ancak Yavaş'a yakın kaynaklara göre, ABB Başkanı şu anda bir ön seçimi erken buluyor. Mansur Yavaş ve çevresinde bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar ortaya farklı değişkenlerin çıkabileceği ve bunun bir örneğinin de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başlattığı süreç olduğu görüşü hakim. Öcalan'ın çağrısının ardından daha da somutlaşan süreç nedeniyle CHP adayının artık DEM Parti seçmenlerinden arzu edildiği gibi oy alamayacağı bu kesimlerdeki yaygın bir kanı.

Yavaş'ın Cumartesi günü İmamoğlu'nun Ankara'daki ön seçim toplantısına katılmayacağı da kulislere yansıdı.

Yavaş, toplantıya katılmayacağı iddiasını dün akşamki açıklamasında doğrulayarak "Ekrem Başkan benim yol arkadaşımdır. Ancak benim de kendi siyasi yol haritam var" dedi. Yavaş, "Kimsenin yedeği değilim, kendimi o konuma düşürmem" ifadesini de kullandı. 

Öte yandan İmamoğlu'nun yarın saat 11.00'de Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Yavaş'ı ziyaret edeceği öğrenildi.

Yavaş'a yakın isimlerden yansıyan bilgiye göre Yavaş, Öcalan ile yürütülen süreç sonunda DEM Parti'nin kendi adayını çıkarması ve seçmenlerinin eğiliminin değişmesi ihtimallerine göre yapılacak kamuoyu yoklamalarını takip ederek karar verecek. İmamoğlu'nun 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde belediye başkanı olarak seçilmesinde DEM Parti'ye oy veren ya da vermeyen ve İstanbul'da yoğunluklu olarak yaşayan Kürt seçmenlerin oylarının da önemli payı olmuştu. Ekrem İmamoğlu'nun 16 Mart Pazar günü ön seçim toplantısı için Diyarbakır'da olması planlanıyor. 

DEM Parti seçmenlerinin oyları yine kritik mi olacak?

Türkiye'de 2015 Haziran ayında iktidarın çoğunluğu kaybettiği seçimden bu yana genel ve yerel seçimlerde önce HDP ardından DEM Parti seçmenlerinin "kazandıran" ya da "kaybettiren" olduğu analizleri yapılıyor.  

DEM Parti seçmeninin ortalama yüzde 10'a karşılık geldiğini söyleyen AREA Araştırma'dan Murat Karan, Türkiye'de parti seçmen sadakatinin en yüksek olduğu siyasi partilerin MHP ve DEM Parti olduğunu, bu seçmenlerin yaklaşık üçte ikisinin partilerinin üst yönetimi tarafından alınan karara sorgulamadan uyduğunu belirtiyor.

AREA Araştırma'dan Murat KaranFotoğraf: privat

DEM Parti seçmeninin hâlâ önceki seçimde ikinci tur öncesi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile mutabakat imzalayan eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nedeniyle kızgın olduğunu söyleyen Karan, şu anda iktidar ve muhalefet bloklarının ortalama yüzde 40-45 bandında olduğuna ve DEM Parti seçmeninin oyunun kritik olacağına dikkat çekiyor.

Bütün hesapların DEM Parti üzerinden değiştiğini söyleyen Karan'a göre bu denklemde Yavaş daha avantajlı. Karan, "Mansur Yavaş sadece muhalefetin adayı değil. Türkiye'nin ortalama makulünü temsil eden, iktidar partilerinin seçmenlerinden bile oy alma potansiyeline sahip bir figür" diyor. Karan, CHP'nin son yerel seçimde oy oranını yüzde 38'e çekmesinde Yavaş'ın önemli rol oynadığını da belirterek en az yüzde 15'lik bir muhalif sağcı seçmeninin CHP'li yerel yöneticilere oy vermesini sağladığını ifade ediyor.

AREA Araştırma'nın anketine göre Yavaş, parti sadakatleri devam etmesine rağmen AKP seçmeninin yüzde 13'ü, MHP seçmeninin ise yüzde 38'inin desteğine sahip olabiliyor.

Rawest Araştırmalar Merkezi Koordinatörü Roj Girasun'a göre ise yeni süreç DEM Parti seçmenlerinin oy verme eğilimi açısından Yavaş'a değil İmamoğlu'na daha az zarar veriyor. Girasun bu görüşünü şöyle açıklıyor:

"2015'ten beri HDP-DEM seçmenleriyle Erdoğan'ın arasındaki mesafe çok hızlı açıldı, derinleşti ve bu mesafe Erdoğan'ın karşıtına oy verme motivasyonunu güçlendirdi. Erdoğan'ın karşıtına oy verme motivasyonu kim olursa olsun oy verme davranışını güçlendirdi ve seçmenleri Yavaş'a da ikna eden bir şeydi. Bugün itibariyle ise sürecin oraya ilerlemesi Erdoğan'a desteği henüz artırmıyor olabilir. Ama Erdoğan karşıtına oy verme davranışını zayıflatıyor. Bu da aslında seçmenin Yavaş'a iknasını zorlaştırırken İmamoğlu'na daha az zarar veriyor."

DEM Parti seçmeninin oy tercihi değişir mi?

Peki her ne kadar henüz çok başında olunsa da sürecin ilerleyen aşamalarında DEM Parti seçmenlerinin oy tercihleri ne yöne gidebilir?

Girasun, bir sonraki seçim için öngörülen 2027'ye kadar çok zaman bulunduğunu not düşerek "Seçmen davranışı dediğiniz şey her zaman çok yönetilebilen bir şey değil. Daha önce Erdoğan'a oy vermiş bir kısım seçmenin Erdoğan'a geri dönme ihtimalini görüyorum. Ancak son seçimlerde Erdoğan karşısında oy kullanmış seçmenlerin iktidara destek vermesini çok mümkün görmüyorum" diyor.

Rawest Araştırmalar Merkezi Koordinatörü Roj GirasunFotoğraf: Privat

İktidar için olumlu senaryoda DEM Parti seçmeninin nötralize olabileceğini ve Erdoğan karşısında oy verme motivasyonlarının zayıflayabileceğini söyleyen Girasun, diğer taraftan Kürt seçmenlerin çok homojen bir yapıda olmadığına ve toplumsal muhalif kimliği Kürt kimliğinin önüne geçen kesimler bulunduğuna dikkat çekiyor.

Girasun, sürecin birinci motivasyonunu Erdoğan'ın yeniden seçilmesi ya da anayasa ile önünün açılması olarak görmüyor. "Ben aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçilememe korkusuyla bu sürece girmekten halen çekindiğini düşünüyorum" diyen Girasun, 2013-2015 çözüm sürecinin ve 2015 Haziran seçimlerinin Erdoğan için halen bir travma olduğunu ve bu nedenle yeni süreçte hala çekimser kaldığını gözlemlediğini aktarıyor.

Bu arada Karan ve Girasun bir sonraki seçimde DEM Parti'nin kendi adayını çıkarması ihtimalini de yüksek görüyor.

Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, qad.institute için kaleme aldığı köşe yazısında

"Önümüzde önemli bir seçim ve anayasa değişikliği olasılığı var. Siyasi ittifaklar, kutuplaşmalar ve siyasi hesaplar nedeniyle de taraflar birbirlerine güvenmiyor" derken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiçbir aşamada anayasa değişikliği, seçim, ittifak gibi konularda tek kelime bile konuşulmamış, bunun pazarlığı edilmemiştir. Bununla birlikte, demokrasinin temel ilkelerini referans alarak DEM Partinin de herkesle görüşme, siyasi ve seçim iş birlikleri yapma hakkı vardır, bu hak meşrudur, anasının ak sütü gibi de helaldir. Bunun için kimseden izin almasına da gerek yoktur, olmayacaktır."

DW