Son yıllarda dijital ekranlar yani cep telefonu ,bilgisayar gibi cihazlar hayatımızda çok yoğun yerini aldı.Hatta gittikçe daha da hayatımızın büyük bir parçası haline geleceğini biliyoruz.Amerikan akademide artık literatüre geçen ‘’Dijital yorgunluk sendromu’’ tablosu tanımlanmıştır. Bu tablonun belirtileri şöyledir; Göz yorgunluğu ve ağrısı,başağrısı,bulanık görme,kuru göz,boyun ve omuz ağrısı,gözde aşırı kanlanma,kızarıklık Günde 5 saatten fazla bilgisayar ya da dijital ekran kullanmak ,çıplak göz ile 3 saat güneşe bakmakla aynı etkiyi yaratabilmektedir.Peki bu konuda neler yapmalıyız? *Yıllık göz muayenemizi mutlaka yaptırmalıyız çünkü ışık kırılma ile ilgili ya da göz numaraları ile ilgili bir bozukluğumuz varsa gözlerimiz dijital ekranda daha erken yorulmaktadır. *Ekranda çalışma süremizi kısaltma imkanımız yoksa bilgisayarda çalışırken 20-20-20 kuralı dediğimiz 20 dakikada bir 20 adım uzaklıktaki mesafeye 20 saniye bakmalıyız. *Aralıksız çalışan kişiler ekrana baktıklarında göz kapatma refleksleri azalır ve göz yaşı daha erken ve çabuk buharlaşır bu da kuru göze neden olur.Bu yüzden çalışırken 2 saatte bir suni göz yaşı damlası kullanılabilir. *Bilgisayar ekranını özellikle üstten aydınlatma ya da pencereden gelen ışık yansımayacak şekilde aydınlatmak gerekir..Masa üzerindeki aydınlatıcıları az güçle çalışacak lambalarla değiştirmeliyiz. *Ekran parlaklık filtresi kullanabiliriz .Bu filtreler ekrandan yansıyan ışık miktarını azaltır. Mesleği dijital ekran kullanımına zorunlu kişiler için bu öneriler fayda sağlayacaktır .Ama mesleği gerektirmeden çok uzun süre cep telefonu,bilgisayar ,ipad gibi araçları keyfi kullanan kişilerin mutlaka alışkanlıklarını göz sağlığı için azaltmaları gerekir.Özellikle çocuklarımızın göz sağlığı için dijital ekranlardan olabildiğince onları uzak tutmaya çalışmalıyız.Günümüzde neredeyse ekran ile tanışma yaşı 1,5-2 yaşa inmiştir.Çocuklarımızın hem zihinsel gelişimi hem de göz sağlığı için olumsuz etki yaratabilen dijital ekranları onların hayatlarından çıkartabilmeliyiz.