Bu adlandırma, Bizans döneminin çok dinli ve çok kültürlü yapısından farklı olarak, fetihle birlikte şehrin İslami karakter kazanmasını ve hilafetin merkezi haline gelmesini vurgulamak amacıyla benimsenmiştir. Nitekim, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra şehir sadece siyasi bir merkez değil, aynı zamanda İslami ilimlerin, kültürün ve sanatın da odak noktası haline gelmiştir.
“İslambol” isminin halk arasında sıkça kullanılmasına rağmen, bu ifade hiçbir zaman resmi bir devlet belgesi ya da ferman ile İstanbul’un adı olarak tescil edilmemiştir. Ancak Osmanlı dönemi belgelerinde ve halk şiirlerinde “İslambol” adına sıkça rastlamak mümkündür. Özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda bu ad, dini çağrışımı yüksek bir alternatif isim olarak kullanılmıştır.
Ayrıca bazı tarihsel kaynaklar, bu adın İstanbul’un fethinden önce Bizans halkı tarafından şehirdeki Müslümanların artışı nedeniyle ironik bir biçimde söylendiğini, fakat zamanla Müslüman halk arasında anlam değiştirdiğini belirtir. Bu bağlamda, "İslambol" hem bir sembolik dönüşüm hem de Osmanlı'nın ideolojik şehirleşme politikalarının bir yansımasıdır.
Sonuç olarak “İslambol” adı, İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu döneminde kazandığı yeni dini ve kültürel kimliğin bir tezahürü olarak değerlendirilmeli ve bu tür adlandırmaların toplumsal dönüşüm süreçleriyle ne denli iç içe geçtiği dikkatle analiz edilmelidir.