Siyasette din vurgusu ve ahlaki söylemler üzerinden yapılan tartışmalar bitmek bilmiyor. Son olarak İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, bir konuşmasında dini referanslar vererek topluma seslenirken beklenmedik bir hareketle su içti. Olay, Ramazan ayının ortasında gerçekleşince sosyal medyada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Bazı kesimler, bu durumu "samimiyetsizlik" olarak değerlendirirken, bazıları da "insanlık hali" diyerek savundu. Ancak eleştiriler sadece bu vekille sınırlı kalmadı. Kamuoyunda sık sık gündeme gelen “siyasette din istismarı” tartışmaları, özellikle AKP'li bazı isimlerin de benzer tavırlarının hatırlatılmasına neden oldu.
Peki, siyasette din söylemi ile gerçek davranışlar neden bu kadar çelişiyor?
Özellikle seçim dönemlerinde dinî vurgular yapan siyasilerin, toplum önünde "ahlak dersi" verirken yolsuzluk iddialarıyla anılması, Ramazan ayında su içerken görülmesi veya lüks yaşantılar içinde olması halk arasında tepkilere neden oluyor.
Kamuoyunda en çok sorulan sorulardan biri ise şu: "Eğer eleştirdiğiniz rakiplerinizle aynı hataları yapıyorsanız, farkınız nedir?"
Bu olay ve benzeri durumlar, siyasette dinin nasıl bir araç olarak kullanıldığına dair tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi. Sizce bu tür olaylar toplumda nasıl bir yankı bulmalı? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.