TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi ve Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi ortaklığında, Mimarlar Odası Konferans Salonu’nda Bursa’nın planlaması ve genel olarak şehircilikte yapılan hatalar masaya yatırıldı.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Bursa Şehir Plancıları Odası Başkanı Murat İlkme ve çok sayıda oda üyesinin hazır bulunduğu seminerin konukları ise Şehir Plancısı Bayram Vardar ve Şehir Plancısı Mimar Prof. Dr. Handan Türkoğlu oldu.
Semineri sonrası değerlendirmelerde bulunan Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, “Bugün itibariyle baktığımızda farkli popülist uygulamalar ve dolayısıyla ihmallerle ne yazık ki iyi planlanmamiş bir şehre dönüşmüş Bursa gerçeğimiz var artık bizim.Bundan sonra hata yapma şansımız yok.Dogru planlama ve şehirleşme kültürünü edinmek zorundayız. Her geçen gün nüfusu artan ve kabına sığmayan Bursa’nın akılcı öngörülerle doğru bir planlamaya ihtiyacı var. Bu anlamda idari ve teknik olarak daha önceki Çevre Düzeni Planı çalışmalarında yer almış ve bizlere bugün sunum gerçekleştiren Şehir Plancısı Mimar Prof. Dr. Handan Türkoğlu ve Şehir Plancısı Bayram Vardar' a teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ŞEHRİN BÜTÜNLÜĞÜ ÖN GÖREN BİR YAKLAŞIM OLMAMIŞ”
Bursa’nın planlarıyla ilgili bilgi veren ve Bursa’nın zamanla değişen yapısına dikkat çeken Şehir Plancısı Bayram Vardar, “Kısa hatırlatma yapayım Henry Prost’un 1940’ta yaptığı bir plan var ve 1960'da İtalyan Luigi Piccinato danışmanlığında Bursa Nazım Planı'nı hazırlamıştı. Piccinato Planı, kuzeyde ova kenarında yeni bir eksen oluşturarak kentin gelişmesini yeniden doğu-batı eksenine oturtmaya çalışıyordu. Bunlar hep dikkat ederseniz 24, 46, yaklaşık 15 – 20 yıllık birtakım süreçler halinde ilerliyor. 1976 Nazım Plan hazırlanmıştır. Eskiden Nazım Plan büroları vardı. Birçok Nazım plan 5 bin ölçekli düzenin altlığını oluşturuyor Bursa’da. Arada yine birtakım plan deneyimleri var ama bunlar hep nazım ölçeğinde kalmış. Şehrin bütünlüğü ön gören bir yaklaşım da olmamış. Çünkü biz 1987’de Büyükşehir Belediyesi yönetim altındaki kanun hükmünde kararnameyle çıkan kanunla metropol belediye yönetimini kabul etmişiz. Bu idari açıdan kentsel planlama açısından ki kentsel planlamayı bugün havza boyutunu da düşünmemiz lazım. O günlerde ise Bursa’yı sadece Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer’den ibaret sayıyorduk. Gürsu’daki herhangi bir müdahale kontrolünde değildi metropol yönetiminin. 2023 yılı çevre planı diyeceğimiz proje ise 1994’te olgunlaştı ve bütün ili kapsıyordu. Bursa 1960 yılında göre orantılandığımızda 30 kat büyümüş. Bursa’nın mevcut yapı stoğu bugün malum 6 Şubat depremiyle beraber bunu çok konuşuyoruz. Karşı karşıya kaldığımız bizim aslında teknik insanlar olarak çözmek durumunda olduğumuz şey bu. Bunu bizim bir şekilde yol açan olarak çözüm üreten olarak, bu çatılar altında üretmemiz çözüme kavuşturmamız gereken bir sorun” dedi.
“ÇEVRE DÜZENİ PLANI DOĞAYI KORUMAK İÇİN YAPILIR”
Şehir Plancısı Mimar Prof. Dr. Handan Türkoğlu’nun açıklamaları ise şu şekilde;
“Önceki yüzyılın belli bir bölümünde yani Nazım Plan bürolarının olduğu süreçte çok fazla bir katılımcı süreçten bahsedemiyoruz. Ama o zaman çok katılımcı olarak bu plan yapıldı. O anlamda Bursa’nın planı öncü ve çok dikkatlice yapılmış bir plandır. Yani bunun kıymetini bilmemiz lazım. Gerçekten Orta Doğu Teknik Üniversitesi ekibi o süreci, o dönemde katılımcı bir görüşle plan hazırlamış. Yani o açıdan önemli bir aşamadır. O nedenle katılımcı sürecin bizim tarafımızda uygulanması ve hatta şu anda pek çok belediyenin buna önem vermesi değerli bir aşamadır. Öte yandan çevre düzeni planı denen şeyin aslında doğayı korumak için yapılır. Yani daha bölgesel planlar öyledir. Doğayı Havza meselesi de oradan çıkıyor. Doğayı nasıl bozmayayım? Bu sorunun cevabından sonra yerleşme içine girersiniz. Yerleşme içindeki planlama daha detaylı ve daha başka şeylerle yapılır. Onun için sizin verdiğiniz yani bilmem ne meydanı burada görülmez. Ama heyelan bölgelerine tabii ki zaten olmamız lazım. Bu nedenlerle çevre planlaması bir şehrin kaderini belirliyor” diye konuştu.