Karyağmaz Köylülüler konuyu Şener Şen'in Züğür Ağa adlı  bir filmine konu olduğu şeklinde anlatıyorlar:

''Usta oyuncu Şener Şen’in yıllar önce oynadığı “Züğürt Ağa” filmi hepimizin hafızasındadır. Filmde kuraklığın etkisi ile mahsul az olur, onu da köylüler Ağa’nın ambarından çalar ve Ağa’da çaresizlik içinde köyü satıp İstanbul’a göç eder. Burada Ağa mecbur kalmıştır köyü satmaya. Yokluk vardır, yoksulluk vardır, çaresizlik vardır.

Fakat anlatacağımız Karyağmaz Köyü’nün hikayesinde bunların hiçbiri yok.

Peki ne var?

Rant var, talan var,  gariban köylülerin kandırılması var, 600 yıllık bir kültürün yok edilmesi var, geçmişe ihanet var, ''devletin kandırılması var'', altın ve gümüş madeni açılması var, zübük siyaseti var, zübük siyasetçiler var, dahası da var...

Karyağmaz köyü bir orman köyü olmakla birlikte, bir çok ekonomik faaliyet organik olarak yapılabilmektedir. Üzüm, elma, armut, erik ceviz, incir, kiraz hatta fındık yetişebilmektedir. Yetişen domates, biber, salatalık, patlıcan gibi sebzelerde ilaç ve gübre kullanılmaz, doğal olarak yetiştirilir. Burada üretilen balı yemediyseniz çok şey kaybettiniz demektir. Köyün çok geniş arazisi binlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanı besleyebilecek kapasitedir. Üstelik burada yapılan hayvancılık masrafsızdır. Yem ve samana para vermezsiniz. Hayvanlar birçok ot çeşidinin olduğu geniş meralarda otlayabilirler. Su kaynakları boldur. Köyün altından geçen dereden tutulan balığın tadına doyum olmaz.

Şimdi gelelim asıl meseleye. 2007 yılına kadar hiç kimsenin aklında (bir kişi hariç) köyün başka bir yere taşınması yoktu. Bunun olabileceğine ihtimal de verilmezdi. Lakin oy verdikleri milletinvekili, o büyük insan Ali Osman SALİ farklı düşünüyordu. Türkiye’de çok sayıda köy taşınmıştır. Ama bu taşımaların geçerli nedenleri vardır. Ya büyük bir doğal afet yaşanmıştır, ya da baraj v.s. yapılmıştır. Karyağmaz köyünde bunların hiçbir olmadı. Peki neden taşınması gerekiyor? Kışın yollar kapanıyormuş, ulaşım zormuş, insanları bu zorlu yaşam koşullarından kurtarmak gerekiyormuş. Öyle diyor milletinvekili köylüleri ikna etmek için. Masallar, masallar...O halde Doğu Anadoludaki birçok köyün taşınması gerekir.

Hatta Bursa da bile kar yağdığında dağ köylerinin yolları çoğu zaman kapanır. Bu nedenden dolayı Türkiyede taşınan ilk ve tek köydür Karyağmaz köyü. Köylüler ilk başta taşınma olayına sıcak bakmadılar, karşı çıkanlar oldu. Ancak bu defa da milletinvekili farklı yöntemlerle köylüyü ikna etmeye çalıştı. Bazen şantaj, yalan-dolanla köylüyü kandırmaya çalıştı, doğrusunu söylemek gerekirse de başarılı oldu. Örneğin köylüye köydeki evine karşılık Mustafa Kemal Paşa’da ev verileceği söylendi, tarlasındaki bir ağacın bile parasının ödeneceği söylendi, (bazı uyanıklar ağaç dikmeye başladılar) arazilerine dönüm başına 5-6 bin TL para verileceği söylendi. Ama sadece lafta kaldı. Kamulaştırma bedeli olarak arazilere dönüm başına 300-400 TL evlere de 15-20 bin TL ödendi. Parayı az bulanlar mahkeme yolu ile biraz fazla aldı.

Matbu dilekçeler hazırlandı, köylülere bu dilekçeler imzalatıldı, hatta bazı köylülerin yerine sahte imzalar atıldı. Neticede ilk başta 70 civarında dilekçe toplandı, sonra bu dilekçelerin sayısı 100’e ulaştı. Milletinvekiline göre köyün taşınması olayında kendisinin

hiçbir dahli yok. Taşınma talebi tamamen köylülerden gelmiş, onlar istemişler, köyün taşınması için dilekçe vermişler, o da yardımcı olmuş. Bakanlar Kurulu Kararını da mutlaka köylüler çıkartmıştır.

Bundan sonra kamulaştırma süreci başladı. Burada da türlü oyunlar döndü. Örneğin köyde arazi tespiti yapılırken, gelen görevliler yanlarına muhtarı alıp arazileri dolaştılar. Muhtarın beyanına göre kayıt yapıldı. Hatta köyün ortak malı olan ve bütün köylünün üzerinde hakkının olduğu okulu, camiyi, köy konağını, vakıf mallarını şahısların üzerine yaptılar ve bu şahıslar buralardan paralar aldılar. Ama bu paraların akıbeti belli değil. Eğer bir gün ülkede hukuk tozlu raflardan indirilir ve işletilirse bunların da hesabının sorulması gerekir.

Şimdi gelelim can alıcı soruya?

Milletinvekili Ali Osman SALİ, Karyağmaz Köyünü Mustafakemalpaşa’ya taşımak için neden bu kadar istekli ?

O köy, atalarının köyü idi, 600 yıllık geçmişi vardı, yakınlarının mezarı o köyde idi. Neden Karyağmaz Köyüne ve köylüsüne bu ihaneti yaptı?

''Şimdi şeytanın avukatlığını yapalım.''

Kışın yolar kapanıyor, ulaşım yapılamıyor gibi çok basit bir neden.

O halde başka geçerli bir neden olmalı derken karşımıza 3 S madencilik çıkıyor. Bu madencilik şirketi Karyağmaz Köyü arazisinde ocak açmış.

Tahmin edin bakalım ne arıyor?

Altın ve Gümüş!

Hatta 2019 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına kapasite artışı için başvuru yapmış. Şimdi parçaları birleştirdiğimizde resim ortaya çıkmaya başladı.

Milletinvekili Ali Osman SALİ Karyağmaz KÖyü’nün taşınması için bu kadar niye uğraştı acaba?

Netice de Ali Osman SALİ’nin yoğun çabası ile köyün büyük bir bülümü kamulaştırıldı; evler ,araziler yok pahasına köylünün elinden alındı. Ancak az sayıda köylü kamulaştırmaya, köyün taşınmasına karşı çıktılar, evlerini ve arazilerini vermediler. Halen köyde yaşamaya, aynı zamanda Karyağmaz Köyünü yaşatmaya devam etmekteler. Ancak pek çok sorunla da karşı karşıya bırakılmışlardır. Bu insanları köyden çıkarmak için her türlü kirli oyun milletinvekili tarafından sergilenmektedir.

Ali Osman SALİ siyasi gücünü kullanarak, Dursunbey Belediye Meclisinde bir karar aldırmış ve buranın mahalle statüsü kaldırılmış, köyde kamuşlaştırılmayan ev ve araziler yakındaki Delice Köyüne bağlanmış, muhtarlık düşürülmüş, son seçimde köyde sandık kurulmamış, imam köyden alınarak köyde ezan susturulmuş, yollara bakım yapılmamış velhasıl her türlü hizmet engellenmiş ve engellenmektedir. Burada Ali Osman SALİ,  köyü terk etmeyenlere karşı kin ve nefreti açıkça görülmektedir.''