Nilüfer Belediyesi’nin Bursa’ya kazandırdığı yeni sanat mekânlarından biri olan Meteor I Balat Kültürevi; küratöryel karma sergilerle öne çıkarken yeni yılda Nermin Er ile ilk kez bir kişisel sergiyi ziyaretçilerle buluşturuyor. 2004 yılında ilk kişisel sergisini Galeri Nev İstanbul’da gerçekleştiren sanatçının yirminci sanat yılına da denk düşen sergi, bu süreç içinde ürettiği eser gruplarının birbiriyle olan ilişkisini ve Er’in zaman içinde değişen, gelişen veya birbirini tamamlayan görsel dilini bütünsel bir kurguda sunmayı amaçlıyor.
İtinalı, detaycı ve minimal bir tavırla özellikle kâğıdı ve mürekkebi başlıca malzemeleri olarak kullanan sanatçı, eserlerinde gündelik karşılaşmalarına; kentle, doğayla, birlikte yaşadığımız canlılarla, ışık-gölge-siluet gibi unsurlarla olan anlık veya süregelen ilişkilerine yer veriyor. Bunun yanı sıra, malzemenin sınırlarını keşfederek biriktirme, dağılma, üst üste yığılma, parçaları ekleme-çıkarma gibi jest ve tekniklerle yüzeyleri boyutlandırıyor. Geçmişte animasyon alanında çalışmış olmasının da getirdiği zengin kurgusal dünyası, sahne ve mizansenlere yönelik ilgisi ve yaratıcı mizah duygusu aracılığıyla teatral ifade biçimlerini de çalışmalarına yansıtan Er’in eserleri, genellikle bir kurguyu tamamlayan cümlecikler gibi seriler hâlinde ortaya çıkıyor. Sergide çoğunlukla kağıdın çeşitli kullanımlarıyla oluşturulan eser grupları, monokrom desenler, rölyefler, bu işlerle ilişkili video ve enstalasyonlar yer alıyor.
Tıpkı müzikte birbirini takip eden melodilerin yarattığı akış ve arka plandaki ritimler gibi, sanatçının iç dünyasına yönelik müzikal bir ritim ve akış içinde olan eserler, “Sıradaki Şarkı” adıyla buluşarak yirmi yıllık bir sürece bakarken izleyicinin sırada ne bekleyebileceğine dair de mizahi ve umutlu bir çağrışım yapıyor. Sergi 11 Nisan’a dek ziyaret edilebiliyor.
“Bu kez sokaklarına, havasına, duygusuna alışık olduğu İstanbul’dan uzaklaşarak izleyiciyle farklı bir kentte, yepyeni bir mekânda kapsamlı bir sergiyle buluşan Nermin Er, Sıradaki Şarkı başlığıyla öncelikle hayatının gündelik detaylarından biri olan müziği vurguluyor. Sergideki eserlere doğrudan gönderme yapmayan ancak arka plandaki süreci öne çıkaran başlık, onun üretim aşamalarında seslerle olan ilişkisini yansıtıyor. Çalışırken radyodan yayılan bir şarkı, evindeki bir enstrümanla yarattığı doğaçlama melodiler, dışarıdan gelen bir kuş cıvıltısı veya zihninde çalan bir ezgi. Sesin kaynağı ne olursa olsun, müzik ve ritim Nermin Er’in düşünce ve üretim süreçlerinde her zaman fondaki varlığını koruyor. Bunun yanı sıra, sanatçının çalışmalarının bir müzik eserini oluşturan farklı cümlecikler gibi seriler hâlinde olması ve parçadan bütüne veya bütünden parçaya ulaşırken birer melodi gibi ayrışıp birleşmeleri de müzik vurgusunu güçlendiriyor. Yirmi yılı aşan sanat üretimine taze bir mekân ve düzenlemeyle yeniden dönüp bakmaya da aracı olan bu sergi, sanatçının elinin ve zihninin farklı dönemlerdeki yolculuğuna, seçimlerine, çizgilerinin ve malzemelerinin değişimine ve çeşitliliğine dair bir okuma yapmayı sağlıyor. Sırada ne olduğunu, bundan sonra ne göreceğimizi merak ettirerek umutlu bir bekleyişe dair de mizahi bir çağrışım yapan bu kurguda, yıllar içinde gerçekleştirdiği kişisel sergilerden eser grupları, davet edildiği yurt içi ve yurt dışı sergilere özel yapılan bazı serileri veya mevcut bir eserini yeniden ele aldığı video, enstalasyon gibi işleri mekâna yayılıyor. Kendi içindeki farklılıklar ve benzerliklerle geçmişte parçası oldukları sergiler ve mekânlardan da izler taşıyan eserler, içinde yaşadığımız çevreye ve değişime dair temaları yansıtarak Nermin Er’in görsel dilinde önemli rol oynayan aydınlık-karanlık, ışık ve gölge etkileriyle yeni bir kurguda rastlaşıyor.”