Öğretmenlerin “açığa alındı” iddiaları sosyal medyada gündem olurken, yaşanan durumun teknik olarak "açığa alınma" değil, "açıkta kalma" olduğu ifade ediliyor.
Açıkta Kalma ve Açığa Alınma Farkı: Kavram Karmaşası Mağduriyet Getiriyor
Öğretmenler, 4+4 yıl kuralı çerçevesinde proje okullarda kalma hakkına sahip olduklarını belirtirken, bu hakkın hiçe sayılarak tayin edilmeleri tepki çekiyor. Hukuki bir işlem olan açığa alınma, idari soruşturma sonucu görevden geçici uzaklaştırmayı kapsarken; burada söz konusu olan ise hiçbir disiplin süreci olmadan, öğretmenlerin isteği dışında yer değişikliğine zorlanması veya hiçbir kuruma atanmadan açıkta bırakılması.
İstanbul’daki Prestijli Okullarda Sessiz Tasfiye İddiası
İddialara göre, özellikle İstanbul’daki köklü liselerde görev yapan deneyimli öğretmenler sistematik şekilde görevlerinden uzaklaştırılıyor. Bazı kaynaklar, bu öğretmenlerin siyasi görüşleri veya sendikal faaliyetleri nedeniyle “fişlendiğini” ve görevden el çektirildiğini öne sürüyor. Bu durum, “sessiz kıyım” olarak adlandırılıyor ve eğitimde liyakat sisteminin ortadan kalktığı yönünde eleştiriler alıyor.
Proje Okullarında +4 Yıl Hakkı Neden Uygulanmıyor?
MEB'in proje okullardaki öğretmenlere tanıdığı ekstra 4 yıl görev süresi uygulamada göz ardı ediliyor. Bu hakkı kazanmış olan birçok öğretmen, tercih dışı tayinlerle mağdur ediliyor. Eğitim sendikaları, bu durumun ideolojik temelli bir tasfiye süreci olduğunu iddia ediyor.
Sendikalardan ve Siyasetçilerden Sert Tepki
Eğitim-Sen başta olmak üzere birçok öğretmen sendikası, yaşananları protesto ederken, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Öğretmenlerin uğradığı bu mağduriyet, adaletin ve liyakatin yok sayıldığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde benzer uygulamaların yaşandığı belirtiliyor.
2025 Atama Süreci: Adalet Yerini Bulacak mı?
11 Nisan 2025 tarihinde başlayan yeni dönemle birlikte ortaya çıkan tayin mağduriyetleri, eğitim camiasında endişe yaratmış durumda. Bursa dahil olmak üzere birçok şehirde öğretmenler, adil ve şeffaf bir atama sistemi talep ediyor. Ancak yaşananlar, sistematik ve ideolojik bir yapılaşmanın varlığına işaret ediyor.
SONUÇ: Türkiye Eğitim Sisteminde Derin Kriz
Öğretmenlerin haklarının ihlal edilmesi, sadece bireysel değil sistemsel bir krizi de beraberinde getiriyor. Zorunlu tayin, açıkta bırakılma ve liyakat dışı uygulamalar, eğitim sisteminde büyük bir adaletsizlik zinciri oluşturuyor. Bu süreçte atılacak her adım, sadece öğretmenlerin değil, geleceğin teminatı olan öğrencilerin de kaderini belirleyecek.