Sözcü gazetesinden İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Özel, iktidar ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli için de, “Erdoğan’ın ya elini rahatlatmak istiyor ya da atılamayacak bir adımı önererek onun önünü kesmek istiyor,” dedi.
Bahçeli, bu hafta Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan'ın tecridinin kaldırılarak Meclis'e getirilmesi ve silahları bırakacaklarına ilişkin konuşma yapması çağrısında bulunmuştu.
Söz konusu çağrı, CHP lideri Özel'in, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tutuklu olan eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etmek üzere Edirne Cezaevi'ne gitmesinin hemen ardından gerçekleşmişti.
Öte yandan Özel, daha önce iktidarla kurdukları temasta Bahçeli’nin “çözüm süreci” veya “Kürt sorunu” hakkında herhangi bir konuyu gündeme getirmediğini belirtti.
'El sıkışmasına şaşırmadım'
“Bir adım atacaklarını bekliyordum, duyumları geliyordu. Çünkü AK Parti eskiden, Kürtlerin ikinci partisiydi, bazı illerde birinci partisiydi. Son araştırmalar bu özelliğini tamamen kaybettiklerini gösteriyor," diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti kendi içinde yaptığı değerlendirmelerde 'Kürtlerle yeni bir adım atılması gerekir,' diye konuşuyordu. Bunun Devlet Bey'e rağmen yapılamayacağını düşündüğüm için Devlet Bey'den gelmesini bekliyordum. 1 Ekim günü de el sıkmasına şaşırmadım. Hatta bana sorulduğunda 'Doğru yapılmıştır,' dedim."
Bahçeli, bu ayın başlarında TBMM'nin yeni yasama yılı açılışında DEM Parti sıralarına yönelerek partinin yöneticileriyle el sıkışmış ve siyasetin gündemine oturmuştu.
Özel, "Devlet Bey’in bir şeyler söylemesini ve Tayyip Bey'in elini rahatlatmasını bekliyordum. Ama 'Abdullah Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun,' demesini beklemiyordum," ifadelerini kullandı.
"Devlet Bey açıklıkla söylemiyor ama çağırdığı kürsü aslında o an konuştuğu kürsü. Çünkü MHP ve DEM aynı toplantı salonunu kullanıyorlar. 'Buraya gelsin' diyor yani. Buna ben de şaşırdım. Erdoğan’ın ya elini rahatlatmak istiyor ya da atılamayacak bir adımı önererek onun önünü kesmek istiyor. Bunu göreceğiz."
'Geçen sefer dışlandık'
Özel, “Böyle bir şey olursa CHP bu işin neresinde olur?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Meclis’te olursa içinde olur. Hiçbir siyasi partiyi dışlamasın. Geçen sefer bu yapılmadı. Cumhuriyet Halk Partisi dışlandı. Hatta o sırada Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda kredi vermesine karşı, 'krediyi başına çal' gibisinden bir kestirip atma oldu. Sadece CHP değil, o gün MHP'yi de dışlamışlardı."
Önceki çözüm sürecinin yarıda kesilmesinin nedenini "CHP'nin dışlanmasına" bağlayan Özel, "Çatışmalı süreçlerin çözümüne yönelik evrensel uygulamaların getirdiği tecrübe bunun sonuç vermeyeceğini söylüyordu. Öyle de oldu," dedi.
"Türkiye'de hendek olaylarından dolayı çok canımız yandı. Şehitlerimiz oldu, şehirler harap oldu. O yüzden biz dışarıda bırakılmamayı istiyoruz. Meclis’te olursa biz bu işin içinde oluruz. Ama Meclis’in dışında bir yere davet edilsek olmayız. Yani ‘Gelin biz bu işi AKP, MHP, DEM, CHP dışarıda halledelim’ derlerse bunu doğru bulmayız. Meclis denetimi ve Meclis’teki tüm partilere veya tüm gruplara açık olması önemli."
'Bu, Kürtlerin en büyük sorunudur'
Bu haftaki Diyarbakır ziyaretine de değinen Özel, sokaktaki vatandaşın eşit olduğunu hissetmediğini ve "Eşit olmak istiyorum," dediğini aktardı.
"Siz 'Kürt sorunu yoktur,’ diyorsanız, bu Kürtlerin en büyük sorunudur. Sorunlarının olup olmadığına Devlet Bey veya Tayyip Bey karar verecekse Kürt sorunu zaten burada başlıyor demektir."
'Demirtaş'ı işlevsizleştiriyorlar'
“İktidara da veya Devlet Bey’e de diyorum ki işine gelen aktörü parlatıp işine gelmeyen aktörü kenarda bırakamazsın. Bu doğru değil. O da Selahattin Demirtaş'ı işlevsizleştiriyor” ifadelerini kullanan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü Selahattin Demirtaş'ın bir tutarlılığı var. Erdoğan açısından bu bir travma. 'Seni başkan yaptırmayacağız,' demişti ona."
treuronews