SAĞLIK

Tekrarlayan pıhtıların nedeni kalbinde bulundu

Son beş yılda, bir kaç kez damarlarına pıhtı atan ve en son felç geçiren 35 yaşındaki Gözde Güçver Okur, kalp odacıkları arasındaki doğuştan gelen açıklığın kapatılmasıyla sağlığına kavuştu.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, “Nedeni bilinmeyen ve tekrar eden pıhtı atması vakalarında, kalp odacıkları arasında doğuştan gelen açıklık olup olmadığı mutlaka araştırılmalı” uyarısı yaptı.

Damarlarda oluşan nedeni bilinmeyen pıhtılar, felç ya da çok daha ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Pıhtı atmanın tekrarlandığı hastalarda ise buna doğuştan gelen “kalp odacıkları arasındaki açıklık, PFO” sebep olabiliyor. Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan ileri tetkikler sonucunda; son beş yıldır tanısı konulmadığı için bir kaç kez damarlarına pıhtı atan, en son beyin damarına pıhtı atması nedeniyle felç geçiren 35 yaşındaki Gözde Güçver Okur’un sorunlarının da “kalp odacıkları arasında doğuştan gelen açıklık”tan kaynaklandığı tespit edildi.

Teşhisi koyan Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, kalp odacıkları arasında doğuştan gelen açıklığı kapatarak 35 yaşındaki Gözde Güçver Okur’u sağlığına kavuşturdu.

PFO, damarlarda mükerrer pıhtılara sebep olabilir!

Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, hastanın tıbbi öyküsünü  “Hastamızın şikayetleri 5 yıl önce ilk olarak sindirim sistemini besleyen atardamara pıhtı atması ile başlamış. Bu dönemde yapılan kan tetkiklerinde, genetik olarak pıhtılaşma eğiliminin yüksek olduğu saptanmış. Ancak detaylı bir kardiyolojik araştırma yapılmamış. Hastamız yakın zamanda başka bir merkezde, beyin damarına pıhtı atması nedeni ile felç geçirmiş” sözleriyle anlatırken, geçirdiği felç sonrası Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi’ne transferi gerçekleştirilen ve burada tedavisi sürdürülen hastada bu kez akciğer damarına pıhtı attığını söyledi.

Felç nedeniyle ilk incelemeleri yapan Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı uzmanları tarafından kardiyolojik değerlendirme talep edilmesiyle hastada pıhtıya neden olan sorunun kalp odacıkları arasında doğuştan gelen açıklık olduğu tespit edildi. Tetkikleri yürüterek teşhisi koyan Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, “Kardiyolojik değerlendirmeler sonucunda hastamızda mükerrer pıhtı atmasının nedenini açık bir şekilde ortaya koymuş olduk. PFO kapama işlemini başarılı bir şekilde gerçekleştirerek hastamızı iyileştirmenin mutluluğunu yaşadık” ifadelerini kullandı.,

Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, PFO (Patent Foramen Ovale)’nun, kalp odacıkları arasında doğuştan gelen bir açıklık olduğunu, bu açıklığın normalde gebelik döneminde kan dolaşımı sırasında tespit edilmesi gerektiğini söylediği açıklamalarında “PFO’nun doğumdan hemen sonra doğal olarak kendiliğinden kapanması beklenir. Ancak bazı kişilerde bu açıklık kapanmaz ve ‘patent’ (açık) kalır. Bu durumdaki hastalarda PFO Kapatma işlemi gerçekleştirilir” dedi.

PFO kapatma anjiyo benzeri girişimsel bir işlemdir

PFO kapama işlemini, özel bir cihazla cerrahi müdahale olmadan gerçekleştirdiklerini söyleyen Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, PFO kapatma işlemi hakkında bilgiler verdi: “PFO kapatma işlemi sırasında, genellikle kasık bölgesinden girilen ince bir tüp (kateter) kalbe yönlendirilir. Kateter, kalp odacıkları arasındaki açıklığa yerleştirilen bir cihazı taşır. Bu cihaz genellikle bir tür kapama cihazıdır. Bu cihazlar genellikle bir çerçeve ve özel malzemeler içerir. Cihaz, PFO’nun her iki tarafına yerleştirilir. Daha sonra, cihaz serbest bırakılarak PFO kapatılır.”

PFO'nun genellikle cerrahi olarak kapatılmasının gerekli olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, ancak özellikle genç bireylerde, tekrarlayan ve felce neden olan durumlarda veya migren ataklarını tetiklediği durumlarda cerrahi işleme ihtiyaç duyulabileceğini belirtti.

Gözde Güçver Okur’a uygulanan PFO kapama işlemine, girişimsel kardiyolojik işlemlerdeki tecrübesi ile destek veren Prof. Dr. Barış Buğan’a da teşekkür eden Doç. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, “Unutulmamalıdır ki, her hasta benzersizdir ve bu tür bir prosedürün gerekliliği ve uygunluğu, biz kardiyologlar ve diğer sağlık profesyonelleri tarafından ortaklaşa değerlendirilmelidir” ifadesini kullandı.