Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezinde gerçekleştirilen törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaşı, BUÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
HEKİMLERİMİZ BÜYÜK BİR BAŞARIYA İMZA ATIYOR
Konuşmasına, üniversitenin kuruluşundan bu güne kadar Tıp Fakültesinin değerine vurgu yaparak başlayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, 50 yıllık üniversite tarihine tıp hocalarının damga vurduğunu ifade etti. Türkiye’nin modernleşme tarihinde tıbbiyenin yeri ve öneminden bahseden Rektör Yılmaz, “Hekimlerimiz, teknolojinin getirdiği sert dönüşümü kendi mesleğine adapte etmeye ve aynı zamanda ülkenin ve insanlığın hizmetine sunma yönünde büyük bir başarıya imza atıyorlar. İnsanlık tarihi kadar eski ve meslekler içerisinde her zaman merkezi yerini muhafaza etmiş olan tıp mesleğinin ülkemize has bu bayramını kutlayarak kıymetli öğrencilerimize, sağlık ordumuza katıldıklarında hocalarından devraldıkları bayrağı memleket ve insanlık için daha da ileriye taşıyacaklarına olan inancımı dile getirip bütün sağlık çalışanlarının tıp bayramını kutluyorum” şeklinde konuştu.
SORUMLULUĞUMUZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
BUÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun ise Atatürk’ün sağlık alanında yaptığı reformlarla modern Türkiye'nin temel taşlarından birini oluşturduğuna değinerek, “Günümüz sağlık sisteminde birçok zorlukla karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. Ancak bizler hastalarımızın sağlığı için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan, meslek ahlakını ve bilimin ışığını rehber edinen bireyler olarak daima en iyisini yapmaya gayret ediyoruz. Pandemiler, krizler, yoğun mesai saatleri ve fiziksel yorgunluklara rağmen insanlığa olan sorumluluğumuzdan asla vazgeçmedik ve geçmeyeceğiz” dedi.
GELECEĞİN DOKTORLARINA TAVSİYELER
Konuşmasında öğrencilere seslenen Dekan Coşkun, “Sizler geleceğin hekimleri olarak bilimin ışığında ilerleyen, insan hayatına dokunmaya hazırlanan birer meşale taşıyorsunuz. Tıp eğitimi zorlayıcı olabilir. Bazen size tükenmişlik hissi verebilir ama unutmayın ki her zorluk sizi daha donanımlı, daha güçlü ve daha bilinçli bir hekim haline getiriyor. Gelecekte bir hastanın gözlerindeki umudu görmek, bir teşhisle hayat kurtarmak, bir dokunuşta şifa vermek… İşte tüm bu fedakârlıkların anlamı burada saklı. Mesleğinizde sabırlı olun. Her daim öğrenmeye açık olun ve en önemlisi vicdanınızı asla kaybetmeyin. Çünkü iyi bir hekim sadece bilgisiyle değil, merhametiyle ve insan sevgisiyle de fark yaratır” ifadelerini kullandı.
Program, Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Murat Civaner’in “14 Mart Tıp Öğrencilerinindir” isimli konuşmasının ardından sona erdi.