Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı BUSKİ İşletmeler Dairesi bünyesinde gerçekleştirilen son asfalt ihalesi ve ardından yaşanan gelişmeler, kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı.

Henüz resmi olarak doğrulanmamış bazı iddialar ve kafalarda oluşan sorular, hem şeffaflık ilkesini hem de kamu kaynaklarının kullanımı konusunda bir kez daha sorgulamayı zorunlu kılıyor.

Asfalt İhalesini Kim Aldı?

İlk ve en temel soru bu: BUSKİ’nin asfalt ihalesi kime verildi?
İhale sonucu kamuoyuna açıklandı mı? Şeffaflık gereği, ihaleyi alan firmanın adı, teklif bedeli ve ihale süreciyle ilgili tüm bilgilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması bekleniyor. Fakat şu ana kadar net bir açıklama yapılmadı.

🚗 Sıfır Megane Plakaları: Tesadüf mü, Teslimat mı?

İddialara göre, ihalenin ardından daire başkanı ve ilgili şube müdürüne sıfır kilometre Megane marka araçlar tahsis edildi. Araçların plakalarının ise Diyarbakır (21) ve Ankara (06) olması dikkat çekti.

Bu durum şu soruları akla getiriyor:

  • Bu araçlar kurum adına mı tescil edildi?

  • Şahsi kullanımda mı?

  • Araçların plaka kodlarıyla yöneticilerin memleketlerinin aynı olması sadece bir tesadüf mü yoksa bilinçli bir tercih mi?

  • Araçlar herhangi bir firmanın hibesi mi yoksa hizmet karşılığı mı verildi?

Daha önce bazı yöneticilerin kendi araçlarını kuruma kiraya verdiği örnekleri hatırlayanlar, "Yine benzer bir durum mu söz konusu?" sorusunu sormadan edemiyor.

Izgara Temizliği İhalesi Taşerondan Taşerona mı Gidiyor?

Diğer dikkat çeken iddia ise, Tarım A.Ş. üzerinden verilen ızgara temizleme işiyle ilgili.

  • İhale alan firmanın bu işi doğrudan yapmadığı,

  • Asıl işi başka bir alt yükleniciye yani taşeronun taşeronuna devrettiği konuşuluyor.

Bu uygulama iş güvenliği, kalite ve denetim açısından ciddi riskler barındırıyor. Belediyeye bağlı iştiraklerin verdiği hizmetlerin, üçüncü şahıslara zincirleme biçimde devredilmesi, asıl sorumluluğu kimin taşıdığı sorusunu da gündeme getiriyor.

Daire Başkanı Nasıl Bu Kadar Hızla Yükseldi?

Bir başka tartışmalı konu ise İşletmeler Dairesi Başkanı’nın dikkat çeken yükselişi.
Kurum içi kıdem sıralaması ve geçmiş görevlerine bakıldığında, bazı çalışanlar bu yükselişin oldukça hızlı olduğunu ve soru işaretleri barındırdığını dile getiriyor.

  • Bu yükselişin arkasında güçlü bir siyasi referans mı var?

  • Yoksa performansa dayalı, liyakatli bir atama mı söz konusu?

Her iki ihtimalin de kamuoyuna açıklanması, kuruma güvenin sağlanması açısından kritik.

Kamuoyunun Beklentisi: Şeffaflık ve Açıklık

Bursa halkı, vergileriyle dönen belediye hizmetlerinin nasıl yürütüldüğünü bilmek istiyor.

  • İhaleler kime, ne şartla veriliyor?

  • Yöneticilere araçlar neden, nasıl tahsis ediliyor?

  • Taşeronluk ilişkileri kimler üzerinden yürütülüyor?

  • Liyakat mi, yoksa başka dinamikler mi terfi süreçlerine yön veriyor?

Bu soruların cevabı, yalnızca yerel yönetimin değil, aynı zamanda kamu vicdanının da rahatlaması için gerekiyor.

Son Söz: Sessizlik Şüpheyi Büyütür

Sayıştay denetimleriyle veya yerel meclis gündemleriyle değil, basın karşısında yapılacak  açıklamalarla şüphelerin ortadan kaldırılması mümkündür.
BUSKİ yönetimi sessiz kaldıkça, bu tür iddiaların ardı kesilmeyecektir.
Kurum içi etik, kamu yararı ve şeffaflık adına herkesin tek bir soruya yanıt aradığı açık:
"Gerçekten tesadüf mü, yoksa sistemli bir yapı mı?"

Rüşvetin belgesi mi olur? oluyor demekki!

Bu da ikinci bölüm yazısı Emin Adanur'un rüşvet paylaşı mı?