Avrupa’da yaşayan Türk engelliler ve aileleri, her gurbetçi gibi dini bayramları büyük bir özlemle karşılar.

Ancak bizim yaşadığımız duygular, diğer gurbetçilerden biraz daha farklıdır. Ana vatanımızdan uzak olmanın hüznü bir yana, engelli bireyler olarak toplum içinde tam anlamıyla kendimizi ifade edememenin, bayramın ruhunu kendi kültürümüzde yaşayamamanın burukluğunu derinden hissederiz.

Bayram, sadece belirli ritüelleri yerine getirdiğimiz bir zaman dilimi değil, aynı zamanda çocukluğumuzdan itibaren belleğimize kazınan, sevdiklerimizle paylaştığımız manevi bir iklimdir. Türkiye’de bayram sabahı camilere dolan kalabalıklar, büyüklerin ellerinin öpülmesi, çocukların harçlıklarını heyecanla alması, bayram sofralarındaki o samimi sohbetler… Tüm bunlar, bizi biz yapan kültürel değerlerimizdir. Ancak gurbet, bu değerleri yaşamamıza bazen engel olur.

Avrupa’da altmış yılı aşkın süredir varlık gösteren Türk toplumu, bugün geniş bir diaspora haline gelmiş olsa da, dini bayramlar söz konusu olduğunda hâlâ ana vatanın sıcaklığını arar. Engelli bireyler içinse bu durum çok daha derin bir anlam taşır. Hareket kabiliyeti kısıtlı olduğu için toplumsal etkinliklere katılımı sınırlı kalan, dil ve kültür bariyerleri nedeniyle tam anlamıyla bayramın ruhunu hissedemeyen birçok engelli vatandaşımız, bu özel günlerde daha da yalnızlaşır.

Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin, ana vatanlarında olduğu gibi bayram kültürünü deneyimleyememesi, geleceğe dair en büyük kaygılarımızdan biridir. Bayramlar, sadece bugünü kutlamak için değil, aynı zamanda geleceğe miras bırakılacak kültürel kodları yaşatmak için de vardır. Ancak burada, kendi kültürümüzden uzak bir ortamda büyüyen yeni nesiller için bu mirası aktarmak her geçen gün daha da zor hale gelmektedir.

Elbette, ilk gelen neslin yalnızlığı kadar ağır koşullarda değiliz. Artık pek çoğumuz burada ailelerimizi kurduk, sevdiklerimizin bir kısmını yanımıza aldık. Fakat ne kadar uzun yıllar geçerse geçsin, bayramın ana vatanda yaşandığı gibi yaşanamadığı bir gerçek. Ben de burada 20 yılımı geçirmiş birisi olarak, her bayram geldiğinde içimde derin bir hüzün hissediyorum. Türkiye’de bayramı bayram yapan değerlerden uzakta olmak, sevdiklerimizle aramızdaki mesafeyi daha da hissettiriyor.

Ancak bu burukluğa rağmen umutsuz değiliz. Engelleri aşarak, birlik ve beraberlik içinde, bayramların özünü yaşatmaya devam edeceğiz. Gurbetin zorlukları içinde dahi birbirimize destek olmayı sürdüreceğiz. Avrupa’da yaşayan Türk engelliler ve aileleri olarak, engelsiz yarınlara umutla bakarak, bu bayramın bizlere yeni başlangıçlar getirmesini diliyorum.

Bugün Çifte Bayram!

Bugün bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Avrupa Türk Engelliler Derneği olarak yalnızca Ramazan Bayramı’nı değil, derneğimizin kuruluşunun 18. yılını da kutluyoruz! 30 Mart, bizim için sadece bir tarih değil, bir mücadele, bir dayanışma ve büyük bir başarının simgesidir.

Tam 18 yıldır, Avrupa’daki engelli vatandaşlarımızın hakları için mücadele ediyor, onların sesi olmaya çalışıyoruz. Engelleri aşmak, birlikte daha güçlü olmak için çıktığımız bu yolda nice zorlukları aştık, büyük başarılar elde ettik. Bugün geriye dönüp baktığımızda, bu çabanın boşa gitmediğini görmek bizler için büyük bir gurur kaynağıdır.

Bu anlamlı günde, derneğimizin kuruluşunda emeği geçen herkese, desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen üyelerimize ve gönüllülerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hep birlikte, daha güçlü, daha engelsiz yarınlar için çalışmaya devam edeceğiz.

Ve unutmayalım…

Eğer gurbette bir akrabanız, bir engelli kardeşiniz, bir dostunuz ya da tanıdığınız varsa mutlaka bugün veya yarın onları arayın, hal hatır sorun. Bu güzel ve muhteşem dini bayramda onların da bayramın farkına varmasını sağlayın. Özellikle ailesinden kopuk, bakım evlerinde kalan engelli bireylerimizi ziyaret edin. Kimsesiz ve sahipsiz olan bu insanlara yalnız olmadıklarını hissettirin.

Onlara bir mektup yazın, bir mesaj gönderin, WhatsApp’tan arayın, küçük de olsa bir not bırakın:

“Biz de buradayız, yanınızdayız.”

Sağlıkla, huzurla ve sevgiyle kalın.

Avrupa Türk Engelliler Birliği Kurucusu ve Genel Başkanı

Cemil Çelik