Gün geçmiyor ki Saadet Partisi Bursa’da sular durulmuyor ve dedikodu kazanları günden güne kaynıyor. Teşkilat mensupları devamlı beni arayıp parti içindeki huzursuzluktan ve kısır döngülerden dem vuruyor. Yönetimde kendi fikrini dile getirenlerin aforoz edilip partiden uzaklaştırıldığını söylüyorlar. Bende tüm bu gelişmeler ışığında derlediğim bilgileri size aktarmaya karar verdim.
Şimdi geçelim parti içi saadetini kaybetmiş Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı’nda yaşanılanlara. Saadet Bursa İl Başkanlığı’nın yapmış olduğu temayül yoklaması tartışmaları da beraberinde getirdi. Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı’nı son 4 dönemdir ne tesadüftür ki, Karadeniz kökenli siyasetçiler yaptı. Selim Sait Terzioğlu (1 Dönem Trabzon), Mehmet Atmaca (2 Dönem, Trabzon), Ali Osman Karahan (1 Dönem Artvin, tekrar devam etmek istediği kulislerde konuşuluyor). Hatta Selim Sait Terzioğlu’nun oğlu da bir dönem Nilüfer İlçe Başkanlığı yapmıştı.
Tam bir yıl önce SP Antalya milletvekili Bursa'ya gelmişti ve bu konuyu bizzat SP'lilerin önün de sordum çok fazla telefon aldım hatta orada bir genç arkadaşımız yanıma gelerek, ''sizi kutlarım'' demişti ama değişen ve oldu?
SAADET PARTİSİ BURSA İL BAŞKANLIĞI’NDA KARADENİZ LOBİSİ Mİ VAR?
Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı görevinin son 4 dönemdir Karadeniz kökenliler tarafından yapılması hatta Saadet Partisi Bursa Milletvekili’nin de Karadenizli olması teşkilatlarda kapalı kapılar ardında sıkça konuşuluyor. Tüm bunların üstüne temayül oylaması sonrasında isimleri sık sık dillendirilen dört isimden üçünün de Karadenizli olması tartışmaları daha da alevlendirdi.
TEMAYÜL SONRASI DİLLENDİRİLEN İSİMLER
ALİ OSMAN KARAHAN(ARTVİN): Dillendirilen isimler arasında mevcut il başkanı Ali Osman Karahan’ın, il başkanlığına istekli olması ve Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca ile arasının iyi olmasının onu Genel Merkez tarafında avantajlı hale getireceği söylense de, Ali Osman Karahan son genel başkanlık seçimlerinde desteğini seçimi kaybeden adaya vermesi, g enel merkez tarafından kesik yiyebilir ihtimalini de ortaya çıkarıyor. Ayrıca, Ali Osman Karahan’ın eşinin Osmangazi Belediyesi’nde çalıştığı, bununda il yönetiminin Osmangazi Belediyesi hakkında muhalefet yapmakta zorlandığı iddialarının, teşkilatlarda tartışıldığı iddia ediliyor.
SALİH KOCATEPE(ARTVİN): Uzun zamandır Milli Görüş hareketinin içinde yer alan Salih Kocatepe’nin uzlaşmacı kişiliği ve basınla olan başarılı diyaloğu sayesinde genel merkez tarafından tercih edilebileceği konuşuluyor.
HAMZA GÜRSEL(TRABZON): Son dönemlerdeki söylemleri ile il başkanlığı noktasında iddialı olan isimlerden 1 tanesi. Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca’nın bir dönem danışmanlığını da yapan Hamza Gürsel’in genel merkez tarafından il başkanı olarak seçilip seçilmeyeceği meçhul.
GÖKHAN GERÇEK (BURSA): Adı Bursa İl Başkanlığı adayları arasında geçen tek Bursalı. Uzun zamandır Milli Görüş hareketinde olan ''HER ŞEY YALAN GÖKHAN GERÇEK'' sloganı ile hafızalara kazınan Gökhan Gerçeğin Bursa’da taban tarafından çok istendiği, son temayülde adının çok zikredildiği söylense de, Saadet Partisi’ne yakın kaynaklar, önümüzdeki dönem Bursa il Başkanlığını büyük ihtimalle yine bir Karadenizlinin yapacağını iddia ediyorlar!
GÖKHAN GERÇEK SAADET PARTİSİ BURSA’NIN ZENCİSİ Mİ?
Gökhan Gerçek’in uzun zamandır Saadet’te ki makus talihi değişmiyor. Bunda olduğu iddia edilen Karadeniz Lobisi mi etkili oluyor yoksa genel merkez bazında mı engelleniyor bilinmiyor. Arkadaşları arasında ‘’Saadet’in Bursa’da ki zencisi sen misin Gökhan?’’ diye espriler yapıldığı iddia ediliyor. Osmangazi İlçe Başkanlığı yaptığı dönemde sık sık yaptığı ilgi çekici eylemlerle medyada yer bulan ve adından söz ettiren Gökhan Gerçek’in, o dönemler il başkanlığını gölgede bıraktığı gerekçesi ile zaman içinde yönetim tarafından dışlandığı, hatta genel merkez nezdinde aleyhinde kulis yapılıp gözden düşürüldüğü de çarpıcı iddialar arasında. Buna ilaveten Gökhan Gerçek’in pandemi zamanında aşı karşıtlığı yapması, bunu da sık sık genel merkez düzeyinde dile getirmesinin de onun kızağa çekilmesinin önemli nedenlerinden biri olduğu da iddia ediliyor. Son dönemlerde GİK üyeliğinde bile yedeğe düşürülmesi de bu iddiaları destekleyen unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Asil ve yedek GİK üyelerinin belirlenmesinde hangi kriterlerin önemli olduğunun teşkilatlarda sıkça tartışıldığı iddia ediliyor. Ben de buradan sormak istiyorum. Gik üyeleri belirlenirken, adaylar yazılıya mı giriyor ya da 100 metre koşturulup en iyi dereceyi yapanlar mı yazılıyor?
BUNDAN SONRA NE OLUR?
Her seçimde oyları sürekli eriyen Saadet Partisi ya kuruluş ayarlarına geri dönüp halka dokunacak ya da bu tür kısır çatışmalar yaşaya yaşaya tarihteki yerini alıp, siyaset sahnesinden çekilme noktasına doğru hızlı ilerleyişini sürdürecek.
Karar onların...!