Hollanda’da yapılan yeni bir çalışma, doğuştan görme engellilerin aslında belirli koşullar altında görebildiğini kanıtlayan üç farklı bulgu ortaya koydu. Bu araştırma, bilim dünyasında büyük yankı uyandırırken, görme engellilerin algı kapasitesine dair ezberleri de bozdu.

Tarih boyunca görme engelli bireylerin eğitim ve iletişim alanındaki en büyük devrimlerinden biri, kuşkusuz Louis Braille tarafından geliştirilmiş olan Braille alfabesi olmuştur. Ancak ilginçtir ki, bu sistemin mucidi Braille’in kendi ülkesi Fransa, onun geliştirdiği yöntemi ancak ölümünden sonra resmi olarak kabul etti. Bugün, Braille alfabesi neredeyse hiç değişmeden dünya çapında kullanılmaya devam ediyor.

Louis Braille: Görme Engelliler İçin Bir Devrimci

4 Ocak 1809’da Fransa’nın Coupvray kasabasında doğan Louis Braille, üç yaşında babasının koşum atölyesinde geçirdiği bir kaza sonucu bir gözünü kaybetti. Kısa süre içinde enfeksiyonun diğer gözüne yayılmasıyla tamamen kör oldu. O dönemde görme engelliler için eğitim olanakları son derece sınırlıydı. Ancak o, Kraliyet Kör Gençler Enstitüsü’nde eğitim alma şansı buldu ve burada büyük bir keşfe imza attı.

O yıllarda görme engelliler için mevcut olan yazılı sistemler oldukça yetersizdi. Braille, 15 yaşındayken Charles Barbier’in geliştirdiği dokunsal iletişim sisteminden ilham alarak, daha kompakt ve pratik bir alfabe geliştirdi. Braille alfabesi, görme engelli bireylerin hızlı ve etkin bir şekilde okuyup yazabilmelerini sağladı ve hatta müzik notasyonu için bile kullanılabilir hale geldi.

Ancak sistemin kabulü kolay olmadı. Braille, yaşamı boyunca geliştirdiği bu yöntemi yaygınlaştırmak için mücadele etti, ancak Fransa resmi olarak bu alfabeyi onun ölümünden sonra kabul etti. Günümüzde ise Braille alfabesi, dünyanın dört bir yanında milyonlarca görme engelli bireyin eğitimine ve iletişimine katkı sağlıyor.

Hollanda’daki Yeni Araştırma Ne Anlama Geliyor?

Bilim insanları, doğuştan görme engellilerin beyinlerinin alternatif yollarla görsel bilgi işleyebileceğini keşfetti. Bu çalışma, beyindeki plastik yapının ne denli esnek olduğunu bir kez daha gösteriyor. Özetle, görme yetisi doğuştan olmasa bile, beyin çevresel ve nörolojik sinyalleri kullanarak dünyayı algılamanın farklı yollarını bulabiliyor.

Bu buluş, ilerleyen yıllarda görme engellilere yönelik yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi açısından büyük bir umut vaat ediyor. Tıpkı Louis Braille’in 19. yüzyılda görme engelliler için bir çığır açtığı gibi, bu yeni keşif de gelecekte çok daha büyük devrimlerin habercisi olabilir.

Almanya Hamburg dan selam ve sevgiler 

Cemil Çelik
Avrupa Türk Engelliler Birliği kurucusu ve genel Başkanı